3 Aralık 2009 Perşembe

Gezdim:

Bayramdan önce iş için Eskişehir'e gittim. İşimden geri kalan zamanda arkadaş ziyaretleri yaptım. Bir ara Bünyamin Yiğit Beyle görüştüm, daha önce bloğunda yayınladığı kitabı da incelemek fırsatını da buldum.
Eskişehir eskiden Tarım ve sanayide devlet yatırımının çok olduğu ve ilklerin yaşandığı bir il olarak o tarihlerde arıcılıkla ilgili bir kitabın bir nüshasının da basıldığı görülüyor, 1924 ( 1340 ) tarihli ilk kitabın yaprağı.
İçindekiler bölümünün konu başlıkları bu günümüzdekilerle pek farkı yok. Kitabı inceledim bazı resimleri fotoladım çoçukluğum aklıma geldi, ağaçtan yapılmış modern kovan kitaptaki adıyla fenni kovanların yapısı dikkatimi çekti. Eskiden kovanların çatıları çift eğimliydi, önde havalandırma deliği vardı, taşımalı arıcılık çıkınca düz çatıya geçildi.
Bu gün hala bu tip kovanları kullananlar var altına ayak çakılıp nemden korunmuş.

Geçen baharda bir arıcının arılığında resmini çektiğim eski tip kovan, bu kovanlarda ballık yüksek olan kapak içinde gizlidir. ballık olup olmadığı uzaktan bakılınca belli olmaz.


Kovan ölçüleri az değişikliğe uğramış 504 x 490 mm ama yüksekliği az, köşe birleştirmeleri değişik düşünülmüş.

Bir dadant çerçevesi üst çıta yine 472 mm ama yükseklik 297 mm burada dikkatimi çeken kovan tabanında arıların kolay gezmesi için çerçevelere ayak yapılmış.

Tam müzelik bir resim arıcı körüğünün ilkel şekli, bir tane yapıp arıcılık müzesine koymalı.

Arıcıların buluşma yerlerinden biriside Uzman arıcılık, iki tane daha var zamanı gelince onlarıda tanıtırız, arıcılığın yanında ikinci işleri de var
Uzman arıcılıkta bazı yenilikleri de fotoladım: plastikten yapılmış şerbetlik aynı zamanda bölme tahtası olarak kullanılıyor.


Kovan için yapılmış bölme tahtası aslında özel bir köpükten kesilmiş, köpüğe tahta yazmışlar dikkatimi çekti

Arıcılık ürünleri satan bir iş yerinde görülmesi gereken bir şekilde petek gözü biçiminde altıgenler ve altıgen raflar, güzel bir görünümü var.

Çok miktarda kendi üretimleri kek yapmışlar ve satıyorlar, kekte rekabet var dediler, indirimli olarak satıyorlarmış.

Bu yıl sonbahar yağışlarının bol olmasından dolayı buğday ekimi geç kaldı, Biçerken dökülen ayçiçeği tohumlarından çıkanların boyları bir metreye yaklaştı. bunların burada adı 'alaza' artık bu günlerde bu görüntü epeyce azaldı. bu güne kalsalar arılar çiçekten bal ve çiçek tozu alırlardı çünkü aralarında çiçek açanlarda vardı.

7 yorum:

İlhami Uyar dedi ki...

Sayın hocam bizleri bir nebzede olsa eskilere götürdünüz,paylaşımınız için teşekkür ederim.Çalışmalarınızda başarılar diliyor saygılar sunuyorum.

Kenbiloğlu dedi ki...

Murat Abi

paylaşımlar için teşekkürler,benim orada bahsettiğin gibi ayçiçeğinin biri açmıştı hatta üzerinde arıda vardı

selamlar

erbabaricihasanhoca dedi ki...

selamlar
gerçekten Eskişehirli olmak bir ayrıcalık olsa gerek resimlerde güzel saygılar abi

Muzaffer Söğütkıran dedi ki...

Hocam sitenin görüntüleri çok güzel Hasan biberlerinin ne olduğunu soruyor bende duvardaki petek panosunu görmeye gideceğim.Bu yazı sana ulaşacakmı bilmiyorum ama bilki bu yazıyı göndermek için çok zahmet çektim selamlar Muzaffer Söğütkıran.

PINARHİSARLI ARICI dedi ki...

sayın hocam güzel bir gezi yapmış mutluluklar yaşamışsın tarihi degerleri yerinde incelemişsin paylaşımın bizlerede faydalı oldu yaşamında mutluluklar dilerim kolaygelsin

d.m.t dedi ki...

Murat hocam; Osmanlıca yı da biliyorsunuz demek!

ibrahim dedi ki...

Merhaba,
Neyin ne zaman ortaya çıkacağı belli olmuyor. Biz Hüseyin Bey'le Ameli ve Fenni Arıcılık kitabı'nın Osmanlı alfabesi ile yapılmış ilk baskısının transkribini yapmaya çalışırken ilk ve tek olduğunu zannediyorduk. Hatta kapak yazıları eksik olduğu için de bayağı hayıflanmıştık. Sonra Erzurum'dan sağlam olanı çıktı. Şimdi bir güzel haber de senden aldık. kitabın ikinci baskısı da yapılmış. Gördüğüm kadarıyla bazı farklılıklar eklenmiş. Dikkatli davrandığınız için teşekkürler. Şunu da unutmamak gerekir ki; bu kitap bir "Derleme" çalışmasının ürünüdür.