23 Ocak 2010 Cumartesi

Yorganı çektik

Altı günden beri aralıklarla süren kar yağışı her yeri yorgan gibi kapladı.
Burası yol ama çalılarlardan başka belirtisi yok iki mahalle arasında bağlantıyı sağlıyor, şu anda taşıt geçişine uygun değil ancak yürüyüp gidilebilir.
Uygun araçları olanlar köy içindeki yolları temizlediler.

Yollar açılınca bence arılığa gidip gözattım.
Kar tipili yağdığı için bazı kovanların az bazılarının çok kar altında kaldığını gördüm.
İç ısıdan dolayı daha uçma delikleri açılmamıştı.
Yeni kar yağdığı ve yer yer yığmalar yaptığı için rüzgarın durumuna göre kovanları örtmüş,
Arka sıranın uç kısmında bulunan kovanlar çok fazla kar yığını altında kalmıştı, görünen tepeciğin altında kovanlar var.

Kovanların bildiğim yerini açtım altından kovanın birisini çıkarttım resimledim.
Aslında kar yorgan gibi örtüyor, açtığım kovanı örtmeye unuttum.



Ön sırada olan kovanları kış aylarında kar, rüzgar ve yağmurdan koruma amaçlı yanyana dizip, arka ve üstünü ziftli kağıtla örtmüştüm.
20 metre boyundaki kağıt yetmemişti uçtaki kovanlar kapanmamıştı.
Örtmemin bir amacıda rüzgar kovanları devirmesin diye aralıklı olarak bağ teliyle bağlıyorum.

20 Ocak 2010 Çarşamba

Kar yağdı:

Önceki gece başlayan kar yağışı dün de yağmayı sürdürdü.
Yağdıydı yağmadıydı derken geçte olsa kar yağdı.
Yaklaşık 20 cm civarında ama rüzgar tutan yerlerde daha az, çukur yerlerde daha fazla kalınlıkta.
Açık arazi olduğundan genelde tipiyle karışık yağıyor. burada ki anlatımla "iğne deliğinden geçiriyor"ondandırki kuzeye bakan heryer kapatılıyor. Bugün güneş açtı hava güzelleşti bende arılığı gezmeye gittim.

Bazı kovanlar dışarıya ölü arı atmış, ama bazıları hala canlıydı, herhalde salkımdan ayrılanlar veya soğukta dışarıya çıkanlar olabilir.

Bazı kovanlarda ölü arılar deliğe yığılmışlar ve uçanlarda vardı herhalde yavru durumu devam ediyor su için çıkanlar olabilir.


Baharda ve yaz aylarında arıların su için gittikleri gölcük dolmuş ve taşma kanalından akıyordu, üzeri donmuş olarak duruyor.

17 Ocak 2010 Pazar

Arıcı eldemirleri:

Arıcıların olmazsa olmaz araçlarından biriside arıcı eldemiridir. Yaklaşık 20 yıllık bir arıcı eldemiri Daha çok güçlü bakımların yapıldığı zamanlarda kullanılan bir alet.
Bir ucu ağaç keseri gibi olan kesen ve çivi çıkaran tarafı diğer ucu çerçeve aralamak ve çıkarmak amaçlı, biraz geriside çivi çakma amaçlı ucu bulunur.
Çalışma kolaylığı bakımından belli bir eğim verilmiş.

Üstteki arıcı eldemirinin benzeri işleri yapan daha basit yapımlı bir alet, taşıması daha kolay bir alet.

Her ikisinin daha basiti bir kaç işlemi yapabilen arıcı eldemiri.

Her üçünü karşılaştırmak amacıyla birlikte resmi çekilmiş.

Arıcı eldemiri yerine kullanılan arıcı pensesi:
Kancalı ucuyla kovan içindeki çerçeveyi ortasından tutup çıkarmaya yarayan ağız bölümü, sapının birisi petek takma kanalımı temizlemesi için çengel ucu,diğer sapı çerçeve aralamak ve çivi çıkarma amaçlı yarılmış ucu bulunan eldemirinin orta bölümünde de çivi çakma ucu vardır

Çerçeve kovan içinde oynatıldıktan sonra ortasından tutulup çıkarılmasına uygun yapılmış.
Sapındaki çengel aynı zamanda pensenin elden kaymasını önler.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Kovan Bakımı ve çevre gezisi:

Bloglara bakılınca bir çok kimse kovanları açıp baktığını yazıyordu.
Gece yağmur yağdı ama bu gün hava iyiydi, öğlen saatlerinde arılığa gittim bir kaç kovan açıp inceledim. Kovanları açıp biraz çerçeveleri gözden geçirdim.
Dıştan içe doğru inceledim kış için konulmuş biraz çiçek tozu görülüyor.
Çerçeve yüzeyinde arı kalabalıktı çünkü kapalı ve açık yavrular vardı.

Bir posta yavru çıkarmış, yerine ana arı yumurta atmıştı. Altı tane kovanı açıp baktım
hepsi değişik konumdaydılar, az çerçevelide 2009 analı kovanda yavru varken. yine 2009 analı çok sayıda arısı olan kovanda yavru yoktu.
Genelde kovanlarda yavru için petek gözleri temizlenmişti.
Kovanlardaki bal durumu hiç iyi değil uzun süreli kapalı havada sıkıntı çekerler. Uzun süre soğuk olmamasını diliyorum.
Çevreyi gezerken bodur ballıbabalar yeni açmaya başladığını gördüm.
Bu çiçek çok erken baharda açan papatya gibi çiçeği olan bitki.

Yabani hardallar çiçek açmış kovana gelen çiçek tozlarının bir bölümü bundan olsa gerek.

Bir hafta önce açan kardelen yeni çiçek açmaya başladığı zaman.
Bahçede bolca bulunan erken açanların biriside sarı zöhre isimli çiçek.

Yine çiçek açan nergis bitkisi veya diğer adıyla aynı safa.

8 Ocak 2010 Cuma

Kabak tatlısı:

Kabağın arı ile ne ilgisi var diyenler vardır, tatlı olamasından başka bir bağlantısı yok herhalde.
Aslında bir hikaye anlatacağım içinde yaşayanlar bakımından anı ama bizim için biraz hikaye olarak düşünüyorum.
Bu gün takvim olarak 8 ocak eski bir takvime göre kasım günü 62 olarak yazıyor.
Hiristiyanlar için hacın suya atılması ile başlayan, anlatacağım olayla devam eden bir süreç.

Olay şöyle:
Hiristiyanlarla aynı ortamı paylaşan müslüman türkler için bir sıkıntılı gün olarak anılarda kalan Üstte yazdığım tarih olan gündü evlerine kapanır pek dışarıya çıkmazlarmış.

Daha önce besledikleri domuzları şişleyip öldürüler, sonra derilerini kor ateşte yakıp kazırlarmış yani bizim dediğimiz ütüleme işlemi.
Çıkan bu kokuyu algılamamak için müslümanlar o gün dışarıya pek çıkmazlar.
Ve bu kötü kokuları giderebileceği yani kokuların duyulmasını önleyeceği inancıyla her evde bal kabağı pişirirlermiş.
O günden kalma bir alışkanlık olarak bu kabak pişirme olayı sürdürülüyor.

Birde bu olaya benzememesi için kurban kesiminde veye herhangi bir hayvan kesiminden sonra kelle ve bacaklar kor ateşete hiç bir zaman yakılıp temizlenmez oturulup tek tek bıçakla yüzülür ve işleme çok dikkat edilir.