26 Ağustos 2009 Çarşamba

2010'a hazırlık:

Bir haftadır arada bir gidip arıları kış düzenine sokuyorum.
Tabi ki ilk iş olarak üzerinde kat bulunanların katlarını aldım.
Birinci hasattan sonra temizletmek amacıyla ballıklara koyduğum çerçevelerinin bazılarına yeniden bal doldurmular ve birazda sırlamışlar.
bazı çerçevelerede bal doldurmuşlar ama sırlama yok genelde çakır diken ve kara süpürgelerden bal özü geliyor sanırım.
Kara sürürgeden mor renkli çiçek tozu da taşıyorlar.

Sonbahar dönemi yavruları çıkmaya başlamışlar. Yavru çıkan çerçevelerde bal kemeri az geldi.


Bunlarda işi abartanlar; küçük şerbetliklerin altına erkek gözlü petek örmüşler bunu genelde varrao savaşı için kesiyorum sonra yeniden kovana koyuyorum daha sonra yeniden petek örüyorlar.
Bu şerbetliği yazın besleme yapmadığımdan ballık katına koyarken altına gelen kuluçkalığın içine çerçeve konulmayınca aşağıya doğru petek salmışlar.

Bu çerçevede aynı şekilde boşluğa denk gelince petek salmışlar ama kovana gelen bal özü yeterli olmayınca peteği bal dolduramamışlar.

Arkadaşların bazıları zıplayan kurbağa, bazıları yavru kumru tutmuşlar, bende uçan karga yakaladım.
karga epey yabaniydi hem gagalıyor hem ısırıyordu.





17 Ağustos 2009 Pazartesi

Panelden izlenimler:

15 - 08 - 2009 cumartesi günü yapılan arıcılık panelinden izlenimleri yazmak istedim :
Burada yazacaklarım konuşmanın satır başları olacak, hatta konuşmanın içinden cımbızla çektiğim bazı cümleler ve tek tek kelimeler olacak.

Trakya arıcılığın sorunları:
1 - Değerli gen kaynakları: Anadolu ırkı sanılan Trakya arısının % 82 oranında karniyol arısının genlerini taşıyormuş ve üretim projesi vapıldığı.
Çok ve ani değişken hava yapısı var. bu hava değişkenliğine uygun sepet kovan kullanılıyor.
Bu arının genetik yapısı olarak; kovan içine silkelenmiş arı saldırmıyor ve akşam üzeri geç saatte karanlıkta kovan açılıp bal alınabiliyormuş.
2 -Trakya'da zengin bir bitki yapısı var.
yirmi yıl önceki ayçiçeğinin olmadığı, genetik bozukluklardan dolayı bal verimin düştüğü.
Bu yıl bal olmadı diye bir durum yok; arısını düzenli çoğaltan 3 günde bir katı doldurur.
3 - Geleneksel arıcılık: Bölgede eskiden beri sepet kovanların kullanıldığı.
Değişken hava şartlarından dolayı dadant gibi derin çerçeveli kovan kullanılmasının daha uygun olduğu.


Bölgenin temel sorunları:

1 - Üreticinin sosyal yapısı bölge insanı yalnızca arıcılığa bağlı kişilerin olmaması.
2 - Ayçiçeği tarımı için arı gerekli floranın kullanımı gerekli
güçlü bir kovan yılda 650 kg bal getirir.
ancak tarlacı sayısı çok tüketici sayısı az olmalı.
3 - Damızlık kullanımı: bu bölge için en uygunu bölge arısıdır.
gerekirse ana her yıl değiştirilmeli.
veya ana arı iki yaz bir kış kalmalı.
4 - Ekipman kullanımı: uygun zamanda kullanmak üzere her kovan için 20 adet kabarmış çerçeve olmalı. ana bal akımında 7 günde bir kat atmalı.
5 - Ekipman kullanımı: modern arıcılık ekipmanları kullanılmalı.
6 - Hastalık ve zararlılarla mücadele etmeli hastalıkları iyi takip etmeli.
7 - koloni yönetimi: arıcı koloni yönetimini iyi bilmeli.
8 - Pazarlama:Asıl sorun üretilen balın pazarlaması .

Bakım ve Besleme:
Ayçiçeği balı alındıktan arılar beslenmeli. olgunlaşmış bal ekşimez.geç beslenince arı salkıma giremez. son baharda önce 200 - 300 gram kek verilmeli. eğer kovanda yoksa mayalandırarak zarları parçalanmış polen verilmeli.

Çevre koşulları:kışlayan bir kovanda stres sınırı olarak 8,5 - 9 kg bal bulunmalı. hatta bir kovanda 10 kgdan az bal bulunsa bile arı bunu tüketmez ileriki günlere saklar.

Popilasyon desteği: son baharda ve ilk baharda arılar beslenmeli.
1 şeker verirseniz size 3 bal olarak geri döner.
20 şubattan sonra iyi günlerde arılara şerbet verilmesi.
Erken baharda 2 / 1 şerbet daha sonra 1 / 1,5 şerbet verilmeli.
Erken baharda polen keki verilmeli.
Kurutulmuş polen arıya verilmez.


Arıcılıkta korunma:
1 - Genetik yapı
2 - temiz ve pasaklı arıcı var.
3 - Kolonilerin doğru beslenmesi.
4 - Çevresel faktörler( nem ve CO2 gazı)
yavru hastalıkları tanımak
ufak bir parçada 100 milyon Amerikan yavru çürüklüğü mikrobu var, 50 adet mikrop bir arıyı öldürebilir.
Yavru çürüklüğü kuvvetli kovanda başlar.

Arı sırtında varrao varsa, geçmiş üç yılı sorgulamak gerekir yapılan ilaçlama etkili olmamış.

Organik asitlerle varrao ilaçlaması yapılmalı.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Festival etkinlikleri:

Ayçiçeği festivalinin bir günü de arıcılık konularına ayrılıyor.
Ayçiçeğinin tozlaşmasını sağlayan ve ayçiçeğin bal üreten aracı eleman olan festival etkinlikleri içerisinde yer vermemek olmaz.Panelin konusu "TRAKYA ARICILIĞI"
Panel öncesi arıcılar toplanmaya başladılar. diğer ilçelerden ve il dışından gelenlerde vardı.

Üç tane usta arıcı dertleşiyorlar. emekli öğretmen Nedim Koç, Mustafa kardeşimiz, Ofisçi Mehmet.
Panel başlangıcında Sayın Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu yerine aldı. bu arada Kırlareli Arı Yetiştiriciler Birlik Başkanı Sayın Rıdvan Ulus Beyin bir önerisi vardı.
Sonra panelin açılışını Tekirdağ Arı Yetiştiriciler Birlik Başkanı Sayın Şakir Ada Yaptı.

Öneri yerine getirildi protokol yeri değiştirildi ve daha iyi oldu.
Panele Hayrabolu İlçe Kaymakamı Sayın Ali Fuat Türker, Hayrabolu Belediye Başkanı Sayın Hasan İrtem, Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürü ve arıcılar katıldı.
Panelin İlk yarısı bir saat sürdü. Arıcılar Muhsin Beyin Tatlı anlatımıyla bir saatın nasıl geçtiğini anlamadılar bile çünkü anlatılanlar can alıcı konulardı.

Panel ortasında ara verildi. en zevkli yanı da burası tanışma, kaynaşma ve soru sorma bölümü gibi oldu.
Babaeskili bir arıcı kardeşimiz Rıdvan Beyle yanyana gelmişken o anı belgelendirmiş.

Arıcılar bir bölümü de kenardan izlemeye çalışıyorlar.
Rıdvan Beyle beraber Muhsin Beyin yanına oturduk biraz konuşalım diye arıcıların sorularından çok konuşamadık.

Arıcı soruları Genelde arıların beslenmesi ağırlıklıydı.

Panel toplam iki saat sürdü. Arıcılar iyi bilgi yüklendi. Her arıcı ayrılırken Muhsin Bey teşekkür edip gitti.
Panel sonunda Belediye Başkanı Muhsin Bey'e hizmetlerinden dolayı plaket verdi

Ayçiçeği Festivalini düzenleyen arıcılık çalışmaları için panel düzenlesini sağlayan, iki saat boyunca dinleyen, bir ara bu yıl bin adet akasya ağacı ektiğini söyleyen Belediye Başkanı Sayın Hasan İrtem'e plaketini Tekirdağ Arı Yetiştiriciler Birlik Başkanı Sayın Şakir Ada verdi

Bana da Belediye Başkanı ve Kültür ve Turizm Müdürüne bal vermek düştü.

Bu arada bütün hazırlıkları yapan, en çok koşturan, İlçe arıcılarının ufkunu açan, çok çalışkan bir yapıya sahip,Tarım ilçe Müdürlüğünde bizim elimiz ayağımız, Gezgici arıcıların Dert ortağı, Tarım ilçe Müdürlüğü arıcılık sorumlusu Sayın Mehmet Ali Yoldaş ortada uzun boylu olan soldaki İl Birlik Başkanımız, Sağında oturduğum köyün diğer mahallesinin imamı Veysel Ağır ve diğer arıcılar.
Yine İlçenin Bir köyünden arıcı Şerafettin Yörük Muhsin Bey' e bir soru sordu. İki yıl önce Başından Bir yavru çürüklüğü derdi geçmişti, karantina ve ilaçla iş çözmeye çalıştı, şu an bir sıkıntısı yok., tedavi şeklini ileride video çekimiyle belgelendirelim deyip bana teklif yaptı blogda yüklersiniz diyor.
Panel sonunda Arıcılığı tanıtan çeşitli yazılar, arıcılık ürünleri, arıcılık aletleri ve akvaryum kovan gibi elemanların bulunduğu bir sergi vardı.

deneme


asdasdasdasd

13 Ağustos 2009 Perşembe

Eksik kovanları tamamladım.

Her yıl iki dönem eksik kovanlarımı tamamlıyorum.
Birinci dönem olabilecek arı çoğalması göz önüne alınıp bahara çıkmadan
ve bunun yanında çerçeve de yapıyorum.
İkinci dönemde Hasattan sonra olabilecek ana kayıplarına karşı ruşetlerde ürettiğim fazla olan küçük arı ailelerini aktarmak ve normal arı ailesi durumuna sokmak için yapıyorum.


Benim kovanlarım TS 3409 ölçülerine uygun tabanı çakılı değil kuluçkalık ve ballık aynı ölçüde ister ballık ister kuluçkalık olarak kullanılabiliyor.
Elimde olan malzemeleri bir yere topladım eksik olanları tamamlayıp 15 adet tek katlı kovan yaptım.
Bu yıl yeni ürettiğim ana arı biraz fazla oldu.
Ruşetlerde arıyı kışlatmak istemiyorum.

Tabanlar çakılı olmadığından çerçeve altındaki boşluğu vermek için taban çevresine 20 x 25 mm çerçeve çıtaları çevrilmiş ve öndeki çıtaya uçma deliği açıyorum.

Kapaklar dışa geçmeli olarak kullanıyorum demir saç pervaz yok. Kapak içi çıkıntı kovan üstünde boşluk kalması için yapılmış, bu boşluğa şerbetlik rahatça konuyor aynı zamanda kış aylarında bu boşluktaki hava ısı ve nem yalıtımı yapıyor.


Kapak önü havalandırma yapıyorum, içeriye yağmur girmemesi için oval olan bu deliği dışarıya eğimli yapıyorum.

Havalandırma deliğini içeriden elek teliyle kapatıyorum.
Görünen kovanlar çam ağaçından yaptım yalnızca kapak üstü tahtaları kavak ağacından yaptım.
Yaptıklarımı dışarıda silikonlu su bazlı dış cephe boyasıyla dışarıda iki kat boyadım kuruması için baklettim.
Kapak üstüne yalıtım malzemesi koyup 0.35 mm lik galvenizli saç çakıyorum.




11 Ağustos 2009 Salı

Davetli konuklarımız var

Başlığı davetsiz yazacaktım ama değil ki.
Kış aylarındaki nemden dolayı kovan kapağı havalandırma deliğindeki elek teli çürümüş dikkat etmemişik oradan da sarıca arılar girmiş bir güzel yuva yapmışlar. Bakımlarda kovanları açınca kapakları ters koyup arada baksak bu olmazdı. Diğer bir başka kovanda aynı durum; Kapakların öndeliklerinden girdikleri için bakım anında belli olmuyordu . bir kaç tane sarıca arı girişi görülünce fark ettim.
Bu petekli sarıca arı daha zayıfmış bakıcı arılarının az olmasından belli oluyor

İlk açılınca daha çok sarıca arı vardı birazı uçtu.
Bu da üçücü sarıca arı yuvası ;
Önümüzdeki günlerde arılarımıza zarar vermemesi için hemen üç yuvada bozulup atıldı.
Zaten şuan pek saldırgan da değiller kolay bozulabiliyorlar.
Başka bir arı zararlısı kovanların ön tarafında ağ yapmış gelip geçen arıları yakalayıp öldüren
örümceğin kendisi epey iri sanırım ayaklarının bir ucundan öbür ucuna 5 - 6 cm vardı.
Güçlü kışlayan sarıca arı yuvasını dışına yaptığı özel kabuklarla korumaya alıyor, sonra bunun içine peteklerini örüyorlar.

Koruyucu kabuk açılınca içinden petek gözlü kat kat petekler çıkıyor.
Aslında bal arılarıda doğal hayatta yuva yapınca en az üç kat petek örüyorlar: ortada yavrulu petek, sıcak olan tarafta bal ve çiçek tozu peteği, soğuk olan tarafta bu iki peteği koruyan petek fazla olan balın depolanması için de kullanılıyor.
Yani mutfak, oturma odası, ev girişi gibi düşünebiliriz.

Geçen yıl bulduğum toprak içinde bir sarıca arı yuvası. Bu yıl geçen yıl gibi etkili değiller, çevredeki bitkiler iyice kurusun ondan sonra kovanlara girmeye başlarlar

Geçen yıl sarıca arı kapanı yaptım epeyce sarıca arı yakaladım. sarıca arının yanında
iri kara sinekler,petek güve kelebekleri,bir kaç çeşit böcek de giriyor, bal arısı girmiyor.
İki günde bir suyu değiştiriyorum içindekileri döküyorum üst parçanın ağzını biraz bal sürüp yeniden koyuyorum.
Artık bizde yıllara göre sarıca etkinliğini belirlemek amacıyla oturup tek tek sayacağız.
İstatistik tutacağız.





8 Ağustos 2009 Cumartesi

Havalar sıcak olsa da çiçeklenme sürüyor.

Bu yıl değişik bir yıl olduğu belli de, bu sıcak günlerde açan akasya ağacına şaşmak mı gerek anlamadım.
Yılın en sıcak günleri olan ağustos ayının ilk yedi günü bu yıl biraz serin geçti. Sıcaklar geçen haftalarda oldu herhalde, bu yedi günün adı takvimlerde "eyyamı bahur" diye geçer yani buharlaşma günleri anlamınadır, veya bazılarının dediği gibi sıcakları anlatmak amacıyla "yedi yanarlar" diye de adlandırılır. Bir ay kadar önce yağan yağmurlardan dolayı akasya ağaçları da şaşırıp çiçek açtılar. daha önceki yıllarda açardı ama bir ağaçta bir iki salkım olurdu.
Bu yıl açan ağaç normal bahar salkımları kadar açmıştı.
Bu gün resmini öğlen sıcağında çekerken mis gibi de kokuyordu.

İlkbaharda açan çiçekler tohum bile bağlamışlar.
Yedi veren meyva gibi olmuş hem tohum, hem çiçek bir yerde.

Başka bir çalı adını biliyorum da acaba diyorum. bol çiçektozu var, çiçekler kısa sürse de sürekli çiçekli görünümü var


Çiçekler yakından çok güzel görünüyor. Beyaz olan çiçeklerin dip ortasında koyu renk arılar için çekici olsa gerek.



Başka bir ballı bitki bostan otu: çiçek gövdesinin üzerinde açan çiçekler yaklaşık bir ay kadar sürüyor.
Daha çok biçilmiş buğday tarlalarında Eylül ayında çıkar ekim ayında da açmaya devam eder çok güzel açık sarı ve kokulu bal yapar.
Ama bu sulanan yerde sebzelerin arasında çıkan bir çiçekli bitki.

Bahçede açan başka bir tıbbi bitki "Kudret narı" veya başka adı da var. daha yeşil durumda olgunlaşınca güzel bir sarı bir renk alır ve yumuşar.





2 Ağustos 2009 Pazar

HASAT:

Perşembe günü bal hasatına başladım.
Benim bal alma işlemi tek başıma olduğumdam biraz uzun sürüyor.
Acil gerekli araçları hazırladım kaz kanadı, eldemiri, spatül yeterli geliyor. Bu yıl bilindiği gibi bal verimi düşük ama bazı kovanlar iyi bal yaptılar, işte yarım katlı ballık olan bir kovan ballığın tamamını doldurmuş.
Ama diğerleri bu kadar bal yapmadılar.
Bu yıl bir değişiklik de ballar genelde kuluçkalıkta yavrular ballıkta konum böyle, tam bir sırlama yok ama bal süzülmeyecek kadar koyu ve akıcı değil.

Ayçiçeği balı veya arıların ayçiçeğine gittiğinin belirtisi kovanların içinin ve çerçevelerin sarıya boyanması, çerçevelerin sarıya boyandığı bir kovan buldum.

Üç gün önce süzüp temizlik için verdiğim çerçevelerin petek gözlerinin bazılarını boşken sırlamaya başlamışlar, bu artık bal akışı azaldı veya bitti demektir.


İyiki iki analı kovan yapmışım yüklüce balı onlardan aldım bir tanesinden iki ballık bal aldım.
İki analının birisi daha işin başındayken işi bozdu MDF yi kemirerek birleşti ana arının birisini öldürdü tek analı duruma geldi. MDF arı için kullanılmaya uygun değil.

Çok geç açan bir ayçiçeği tarlasını gezdim, hala arıların gittiği ve konduğu çiçekler var.

Bu yıl hasat böyle geçti. güle güle 2009 hoş geldin 2010 deyeceğiz. artık hazırlıklarımızı yapacağız.